Channel Avatar

Oğuz Benlioğlu @UCv1n_Pu4RY9XOdRc0116dBg@youtube.com

248K subscribers - no pronouns :c

Merhaba ben Oğuz Benlioğlu. Youtube kanalımda, Retorik (Etk


Welcoem to posts!!

in the future - u will be able to do some more stuff here,,,!! like pat catgirl- i mean um yeah... for now u can only see others's posts :c

Oğuz Benlioğlu
Posted 1 day ago

Karizma Kampı’na geri sayım başladı! ⚡️

12-13 Ekim tarihlerinde Kaz Dağları’nda gerçekleşecek olan Karizma Kampı’na davetlisin. Beraber iki gün boyunca Retorik Okulumuzun en sevdiği başlıklardan birini derinlemesine işleyeceğiz.

🚨 Son 3 kişilik kontenjan!

Karizma Kampı’na katılmak ve detaylı bilgi almak için:

🌐 oguzbenlioglu.com
📞 0530 231 69 89
💌 DM

#Karizma #KarizmaKampı #KazDağları #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #obaekip #retorikokulu #retorik #İletişim #Etki #İkna #etkiliiletişim

32 - 1

Oğuz Benlioğlu
Posted 2 days ago

Kendinle konuşma şeklin, kendinle konuştuğun dil aynı zamanda hayatını belirler ve şekillendirir.

Hepimiz zaman zaman ağzımızdan kendimiz hakkında olumsuz şeyler çıkarabiliyoruz. Bazen şaka yollu, kimi zaman ciddi.
Beynimizin de vücudumuzun da gerçek ve şaka yollu konuşma arasındaki farkı ayırt edemediği gerçeğini düşününce sarsılmamak elde değil.

Her ikisi de ne söylersek, ne hissedersek, onu gerçekmiş gibi algılıyor.

Bir gün kötü hissettiğimizde "Ben çok beceriksizim" demek, belki o an için bir rahatlama sağlayabilir, basit bir bahane gibi de görünebilir.
Sadece kendimle konuşuyorum, dalmışım, farkında bile değilim bile diyebiliriz.

Ama bunu sık sık yapmaya başladığımızda, bir alışkanlığa dönüştüğünde, gerçekten o sözcüklerin hayatımızın bir parçası haline geldiğini fark edemiyoruz.

Kelimeler öyle güçlü ki, bir büyü gibi etrafımızı örüyor.
Ve bu büyünün etkisini ne yönde kullanacağımız tamamen bize bağlı.

Kendimiz hakkında nasıl konuşuyorsak, o hale bürünüyoruz.
Kendimizi sürekli eleştirip olumsuz sözler söylüyorsak, yaşamımız da o yönde şekilleniyor.

Ama tam tersi de mümkün!
Kendimiz hakkında daha olumlu, destekleyici konuşmaya başladığımızda, yavaş yavaş bunun hayatımıza yansımasını görmeye başlıyoruz.

"Değiştirmediğimiz şeyleri seçiyoruz." demiş Bruce Lee.
Hayatımızda memnun olmadığımız bir şey varsa ve değiştirmek için bir adım atmıyorsak, o şeyi bilinçsizce de olsa seçiyoruz ve kabulleniyoruz.

Kendimizle konuşma şeklimizi, bakış açımızı değiştirerek, hayatımızı değiştirme gücümüz var.
Kelimelerin büyüsünü kendimiz üzerinde pozitif kullanmayı öğrenmek ve bilmek büyük bir etki yaratır.
Kendinle konuşma diilini değiştir hayatın değişsin.

#BruceLee #Retorik #RetorikOkulu #KelimelerinBüyüsü #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #İletişim #İkna #Etki #Müzakere #Münazara

458 - 7

Oğuz Benlioğlu
Posted 3 days ago

Hayat, insanı bazı şeylerin yokluğuyla, bazı şeylerin çokluğuyla, bazı şeylerin karmaşası, bazılarının aşırı düzlüğü, bazılarının boşluğu, kiminin fazla gelmişliğiyle sınayabilir.

Bana, hep bizden beklenenin dengeyi bulmamız olduğu doğru olan gibi gelir.

Karakterindeki "fazla" olanlardan arınıp silkinmen gerekir bazen.

Elindeki az olanla yetinmen değil, istediğin ve hedeflediğin, kendine, çevrene yardımcı olabilecek kadarını almak için çabalaman gerekir.

Hayatında olmayanın ama elzem de olanın boşluğunu doldurabilmelisin.

Bir dengede, bir düzende ilerleyebilmelisin.

Ancak her ne yapıyorsan, ona bir anlam katarsan, büyük bir değer kazanırsın.

Eğer istemek, sahip olmak ya da hükmetmek salt güç içinse, bu uzun vadede sana pek de iyi gelmeyebilir.

Ya da boşluğa, yokluğa anlamlı bir arayışta bulunmadan kabullenişe geçmek seni mutsuz edebilir.

Anlam, değer katar; değer mutlu eder.

Dengede ve anlamlı yaşamak... İşte tüm mesele bu...

#Denge #Hayat #Anlam #Düzen #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #Retorik #RetorikClub #İletişim #İkna #Müzakere #Etki #Liderlik

187 - 4

Oğuz Benlioğlu
Posted 5 days ago

Eğlence kendi hapishanesiyle birlikte gelir. Hayatında ne kadar çok uyaran varsa onlara o kadar bağımlı hale gelir, adeta onların kölesi olursun.

Son zamanlarda en sık kullandığım ve çok beğendiğim bir sözü seninle paylaşmama izin ver.

“Sıkılmaya karşı bir tür bağışıklık geliştirirseniz bu dönemde başaramayacağınız hiçbir şey yoktur. Modern yaşamda ayakta kalmanın anahtarı budur.”

Uzaklaşmak için, unutmak için, kendini daha mutlu, daha özgüvenli, daha başarılı hissetmek için, bu kadar uyarana ihtiyacın var mı hayatında?

Hayatına eğlence, küçük bir mola, keyif, tatlı bir taze hava penceresi diye soktuğun tüm uyaranların sana zararı olduğunu düşünüyor musun?

Sosyal medya, en sevdiğin ve blok halinde izlediğin dizin, video oyunların? Hangilerinden vazgeçemezsin?

Eğlencenin kontrolü altında bir hapis hayatında mısın yoksa istediğin zaman fişi çekebilir misin?

Haydi bugün bizi uyaran, eğlendiriyor gibi yapıp fazla kullanımda uyuşturan şeyler üzerine biraz düşünelim…

#Motivasyon #Özgüven #Düşünce #Retorik #RetorikOkulu #İletişim #Etki #İkna #Münazara #Müzakere #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi

299 - 12

Oğuz Benlioğlu
Posted 6 days ago

Daha insani, daha eşit ve daha ucuz bir ölüm yöntemi olarak Giyotin!
İcadı yapılan her eşyanın ardında bir takım değer veya değersizlik unsurları bulunuyor. Giyotini konuşurken de bu unsurların 3 temel prensip olduğunu öğrenmek biraz acıtarak gülümsetti.

Fransız İhtilali’nde ilerliyoruz.
Ortamda terör var. Hapishaneler hıncahınç dolu.

Ölüm cezası alanlar da yine hayatta olduğu gibi para konusuyla sınanıyor;

⁃ Paran varsa, parasını vererek kılıçla öldürülebilirsin,
⁃ Fakirsen, asılabilir veya dönen tekerlekte kemiklerin tek tek kırılarak ölebilirsin.

Kılıç darbesi tek seferde temiz iş çıkarabiliyor. Ama pahalı. Bir de hedefi kaçırma ve sakat bırakma, hatta can çekiştirme durumu var.
Asılma ve tekerlek ne insani, ne acısız.

Joseph-Ignace Guillotin aynı zamanda bir fizik adamı, doktor ve siyasetçi. Ölüm koşullarındaki adaletsizlikten, para sahiplerinin ölürken bile kayırılmasından ve en önemlisi tekerleğin insani olmayan sürecinden çok rahatsız.

Önceden icat edilen ve kağıt kesme makinasına benzeyen bu aleti XVI. Louis’ye Robespierre ile birlikte sunuyor. XVI. Louis mühendis kafalı bir adam. Bir iki dokunuş yapıyor, bıçağı biraz eğimli tutun ki boynu kaçırmasın diyor. Ona göre düzeltme yapıyorlar.

Ve ne enteresan ki bu aletle Concorde meydanında eşi Marie Antoinette’le birlikte idam ediliyor.

Son bir bilgi, boynu kaçırmasın diye yaptığı rötuş, kendi idamında işe yaramıyor ve giyotin kralın kafasını ucundan kesiyor.

Kral’a bakın bu alet daha insani diyen Robespierre’de aynı sonla tamamlıyor hayatını.

Fransız İhtilali sadece özgürlüğün hakların değil, icatların, fikirlerin, içsel kavgaların ve kanlı ölüm döneminin zamanı.

"Geçen gün gittiğimiz cafe-restaurant Procope var ya," dedi arkadaşım. "İş hanının içerisine bakan kısmında minik bir köşede Guillotin’in evi var."

Devrimcilerin kafesine evinden de bakıyormuş. Bir devrimin, devrimcilerin, hatta kralın hayatını bu kadar değiştireceğinden habersiz…

#RevolutionFrancaise #Fransa #Paris #Revolüsyon #İletişim #İkna #Manipülasyon #Etki #Retorik #RetorikOkulu #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #Robespierre

155 - 10

Oğuz Benlioğlu
Posted 1 week ago

Bahçelere fakirler giremez, sadece zenginlerin ve de tabii ki kralın ailesinin gezintilerine rezervedir.

Bizim gibi sıradan insanların Tuileries bahçelerine girmesi yasaktı, dedi arkadaşım. Fransız İhtilali’nden sonra halkın kazançlarından biri de basın özgürlüğü ile birlikte parklara giriş oldu.

Paris’in her köşesinde bağımsız gazete ve matbaalar türemişti. Kralcı tayfa bir yanda, ihtilalci tayfanınkiler diğer yanda bir de komplo teoricilerinin gazeteleri vardı. Hani kral şuraya savaş açacakmış, Robespierre gizli terör baskınları düzenleyecekmiş gibi fısıltıları kâğıda dökenler.

Marat’nın kendine ait siyasi bir gazetesi vardı ve komplo teorilerine bayılırdı. Ama hakkını yemeyelim adamın içgüdüleri ve burnu varmış. Kan kokusunu çok önceden bilmiş, diye ekledi.

Seçme ve seçilme hakkının üstüne gidilmesi, Robespierre’in olayların iplerini eline alması. İhtilalin kendi çocuklarını yemesi.

Bugün Louvres Müzesi olarak bilinen alanda ve Tuileries bahçesinde oluk oluk kan akmış.

Şimdi fotoğraflar için harika bir alan oldu, dedi.

Geçmiş ve şimdi tüm zıtlıklarıyla Tuileries bahçelerindeydi…

#RevolutionFrancaise #Fransa #Paris #Revolüsyon #İletişim #İkna #Manipülasyon #Etki #Retorik #RetorikOkulu #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #Tuileries #Louvres

82 - 2

Oğuz Benlioğlu
Posted 1 week ago

Tuileries bahçelerinden geçerken, artık orada olmayan Tuileries Sarayı’ndan bahsettik. Kralın son anları, ani kaçışı, stratejileri, karakteri. "Bak sana 16. Louis’den önce 14’ü anlatmam lazımdı. Tam yaramaz ve huysuz, ama sonunda illaki dediğini yaptıran bir çocuk gibiymiş." dedi arkadaşım.

Boyu kısa olsa da kendine güveni çok sağlam, inanılmaz karizmatik, sürekli kudretinden, gücünden bahseden ve sonuna kadar inanan biriydi. Sosyal ortamların adamı, sürekli konuşsun, sürekli ilgi odağı olsun, sürekli sahne ışıkları ona yönlensin isteyen bir tip.

"16. Louis ise uzun boylu, çekingen, ön planda olmaktansa kendi kendine kalmayı seven bir adamdı." diye devam etti. Gerçek bir liderdi ama ne bileyim bir 14. Louis değildi.

Yürümeye devam ettik. Jacobin tayfanın Robespierre önderliğindeki kulübü bugünkü Louvre’un az gerisinde, Cordelier ekibinin ki ise Danton, Desmoulins ve Marat’nın olduğu Saint Germain tarafındaydı.

Orada öğrenciler, sanatçılar, fakirler iç içe yaşarken, çok daha canlı, çok daha entelektüel bir havayı alabildiklerinden hiç ihtilalci gruplar diğer kulübe geçmeyi düşünmemişler.

“İhtilal vibe’ı Saint Germain’deydi.” dedi. Artık günümüz böyle konuşuyor ya vibe filan, ben de araya serpiştiriyorum deyince, “İhtilal bile yeni kuşağa uyum sağladı be!” deyip kıkırdadık.

"Bak, sana başka bir şey söyleyeyim; sen bu Robespierre’i çok seviyorsun, tamam, çok farklı bir adam. Ancak Danton çok daha karizmatik." dedi. Ses tonu, konuşma şekli; adamı İhtilal Mahkemeleri’nde yargılarlarken konuşturmamışlar bile. Olur da yargıçların fikrini değiştirir diye. Gerçek bir konuşmacı.

Çirkin ama heybetli. Kaba gibi görünen ama müthiş ruha sahip biri.

Robespierre mantık adamı. Biraz sessiz, asla rüşvet almayan, kadınlara inanılmaz nazik davranan, geride kalmayı seven biri. Konuşmayı seviyor mu? Danton kadar değil. O da etkili konuşuyor. Danton duygulara, Robespierre akla konuşuyor.

“Robespierre benim gibi.” dedi arkadaşım. Çok uzatıyor, bazen anlatmak istediği şeyler cümle uzunluğunda anlamını yitiriyor. “Vallahi öyle.” dedim…

“Giyotin sonrası kafamı halkıma gösterirsin, o buna değer. Bak, nasıl söz? Danton’un her konuşması böyle, motto gibi. Konuşması bile karizmatik." diye ekledi.

Bu karizma Fransızların da çok üstünde durduğu bir konu.

Kralları karşılaştırıyorlar. İhtilal kahramanlarını biraz da bu özel ışıltı sayesinde seçiyorlar.

Şöyle bir gücüm olsa da Ekim’de Kaz Dağları'nda yapacağımız Karizma Kampı’na Danton’la Robespierre’i davet etsek, onları canlı incelesek, sorular sorsaydık dedim.

Ama yine de bizim kampımızda da karizmayı çok farklı kişiler üzerinden detaylıca inceleyeceğiz. Bana bu teselli yeter. 😊

#RevolutionFrancaise #Fransa #Paris #Revolüsyon #İletişim #İkna #Manipülasyon #Etki #Retorik #RetorikOkulu #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #Robespierre #Danton #Karizma #KarizmaKampı

45 - 2

Oğuz Benlioğlu
Posted 1 week ago

Yaratıcı tarafından bazı insanlara verilmiş özel bir hediye, karizma! ✨

Karizma Kampı 12-13 Ekim tarihlerinde Kaz Dağları’nda gerçekleşecek. Beraber iki gün boyunca Retorik Okulumuzun en sevdiği başlıklardan birini derinlemesine işleyeceğiz.

Karizma Kampı’na katılmak ve detaylı bilgi almak için:

🌐 oguzbenlioglu.com/egitim/karizma-kampi
📞 0530 231 69 89

#Karizma #KarizmaKampı #KazDağları #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #obaekip #retorikokulu #retorik #İletişim #Etki #İkna #etkiliiletişim

43 - 0

Oğuz Benlioğlu
Posted 1 week ago

Fransız İhtilali ben neden fakirim sorusuyla başladı…
Minik ve dar Saint André des Arts İş Hanı’nın ara sokağından girdik. Bir yanı meşhur sanatçı, filozof ve düşünür tayfasının yurdu Saint Germain’e bakan bu loş ara sokakta Procope’un önünde durduk.

Procope büyük bir kafe restaurant. Çok ünlü. İçerisinde Fransız İhtilali ve tarihiyle ilgili pek çok detay var. Salon salon Fransız tarihinin içinde geziyorsun. Napoleon’un meşhur minik şapkası bir duvarda. Bir başka duvarda 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinin bir kopyası.

Yazarların portreleri, kılıçlar, silahlar özel camla korunur şekilde asılı.

Bak dedi senin adamın portresi.
Dışa doğru bakan tarafta Robespierre’in karizmatik bir portresi var. Çerçevesi oymalı, eskitmeli, şahane bir portre.

Rivayet odur ki; Sultan IV. Mehmed’in elçisi Süleyman Ağa Fransız sarayına “tonik” etkisinde, ismi kahve olan bir içeceği sunar. Daha sonra İsfahan kökenli bir Ermeni, Saint Germain yakınlarında bir kafe açar. Ve Fransa’da kafe kültürü dalga dalga yayılır.

Ama 1789’da kafelerin yeri ayrı önemlidir dedi arkadaşım.
Danton ve Marat Saint Germain’de otururken kafelere gelirler, yazar ve düşünür arkadaşlarıyla buluşurlardı. Kafeler fakirlerin, öğrencilerin gelip bu eğitimli ve aydın insanlarla görüşebildiği, konuşabildiği çok özel bir yerdi.

Çoğu kişi Fransız İhtilali kahve yüzünden yapılmıştır der diye de ekledi. Güldük.
Kısmen doğru ama diye devam etti. İnsanlar kahve içerek ayık kaldıkları için, düşünebildikleri, sorgulayabildikleri için İhtilal başlamadı.
Bu kafelerde bazı kitapları yazarlarından dinleyebildikleri, onlara “ben neden fakirim” diye sorular sorabildikleri için, onlardan hayatlarını değiştirecek cevaplar alabildikleri için başladı.

Sen fakir değilsin, elindeki gücün farkına varama diye seni fakirleştiren bir sistemin içindesin cevabını alan bir fakir, ekmeğin peşinde koşması gerektiğini, sesini çıkarması gerektiğini anladı ki Fransız İhtilali’nin kıvılcımları yanmaya başladı.

Fransız devrimine bizim büyük katkımız var demek ki dedim ben de.
Hem de nasıl dedi…

1789’un peşinde gezerken çok enteresan detaylar aldım, bunları size anlatmam lazım 🤫

#Revolutionfrancaise #Fransa #Paris #Revolüsyon #İletişim #İkna #Manipülasyon #Etki #Retorik #RetorikOkulu #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi

208 - 13

Oğuz Benlioğlu
Posted 1 week ago

Sabahlar her insanın kendi yolculuğunda bulduğu ve kaybettiği anların toplamıdır.

Her sabah yeni bir fırsattır.
Her sabah gelen umutla sana verilen yeniden başlama gücüdür.
Sabahlar, içsel ve dışsal dünyalarımızın en açık kapısıdır.
Dünyanın tüm sabahları bize sunulan sürekli yenilenme şansıdır.
Dünyanın tüm sabahlarında güne hangi ruh haliyle başlarsak gün o şekilde devam eder.

Dünyanın tüm sabahlarında hem hedeflerim, hem filmlerim hem de motivasyonum benimle olsun diye yeni defterime hedeflerimi karalamaya başladım.

Her sabahın kendine göre güçlü bir potansiyeli vardır. Bunu nasıl kullanmak istediğimiz, nasıl başlangıcını ateşlediğimize göre değişkenlik gösterir sadece.

Dünyanın tüm sabahlarına yenilik katma niyetiyle...
Filmi bir ara izleyin😉 (Tous les matins du monde)

#Motivasyon #Hedefler #OğuzBenlioğlu #OğuzBenlioğluAkademi #İletişim #İkna #Müzakere #Etkiliİletişim #Retorik #RetorikOkulu #DünyanınTümSabahları #Touslesmatinsdumonde

108 - 3