Ünlü müzisyen Hüseyin Kenan Gün'ün çocukluğu nüfuzlu bir adam olan dayısı Saib Paşazade'nin yanında zorluklar içinde geçmiştir. Saib Bey, rızası olmadan evlenen kız kardeşi Melek Hanım'ı hiç affetmemiştir. Dayısı tarafından sürekli itilip kakılan, hatta hırsızlıkla bile suçlanan Kenan, insanlardan uzak bir derviş gibi yaşayan Şem-i Dede'yle tanışıp, onun ney’ini dinleyince müziğe ilgi duymaya başlamış, bu konuda yetenekli olduğunu fark etmiştir. Dayısı onun müzik eğitimi almasını istememiş, mühendislik eğitimi alması için ısrar etmiştir. Mühendislik eğitimini tamamlarken müzikle ilişkisini kesmemiş, okulu bitince de mesleğini yapmak yerine müzik öğretmeni olarak çalışmaya başlamıştır. Avrupa'da müzik eğitimini ilerletmiştir ve dönüşü muhteşem olur. O artık, ünlü bir müzisyendir. Komşularından evli olan Nimet Hanım'ın ilgisine karşılık verir. Nimet Hanım, Kenan'la buluşmaya giderken, Lamia'yı da yanında götürmektedir. Lamia ise Hüseyin Kenan hayranıdır. Zamanla Kenan'a aşık olmuştur.