in the future - u will be able to do some more stuff here,,,!! like pat catgirl- i mean um yeah... for now u can only see others's posts :c
Temelleri sarsılan bir düzen kendisini nasıl korur?
Yoksulluk, gerilik ve karanlık, bu düzenin dostlarıdır. Egemen sınıflar önce bunlardan yararlanırlar. Halkın din duyguları, mistik inançları, değişmez değer yargıları kullanılır. İktidarlar, siyasal egemenliklerini sürdürebilmek için dinsel kişi ve kurumlarla açık ya da kapalı ilişkiler kurarlar. Toplumu ayakta tutan en büyük gücün din olduğu ve birtakım kişilerin de dine saldırdıkları ileri sürülür. Temel sorun, dindarlık-dinsizlik olarak ortaya konur. Düzenin temellerine yönelmiş tüm ekonomik eleştiriler, halkın inançlarına birer saldırı olarak sunulur. Dinsizlere karşı cihat açılır. Kuran kursları, imam hatip okulları bu amaçla örgütlenir. Yoksul halk çocukları, buralarda, bu soygun düzenin bekçisi olarak yetiştirilir.
Hâkim sınıflar, bir düzen değişikliğinden zarar göreceklerini bilirler. Uluslararası sermaye, toplumun her kesimin de bir çıkar ağı kurar, yabancı dil bilen okumuşları hizmetine alır. Devlet bürokrasisinde hizmetkârlar bulur. Yerli iş çevreleri bu çıkar örgüsü doğrultusunda, bu düzeni savunacak örgütlere ve kişilere para yardımları yapar. Gerici kuruluşlara, devlet bütçesinden binlerce lira ödenek ayırır; ilerici kuruluşların yardımları kesilir. Basında kiralık kalemler bulunur. Rotatifler satın alınır.
Geri kalmış ülkelerde işçilerin ve köylülerin örgütlenip bir sınıf mücadelesine giremeyeceklerini en çok hâkim sınıflar bilir. Sendikaların başına, bol aylıklı işçi ağaları geçirilir. İşçi sendikaları, devrimci kuruluşlarla ilgi kuramazlar. İşçiler sendika ağaları eliyle patronlara teslim edilir. Köylüler, bilinçsiz ve dağınıktır. Hiçbir devrimci örgütün sesi köylere kadar ulaşamaz. Köylü, bu geri düzenin tutsağıdır ve bu sosyal yapı değişmedikçe, bilinçlenme çok yavaştır. Bu koşullarda devrimci birikim tam bir kısır döngüye girmektedir. Siyasal partilerin, demokrasi diye savundukları, işte bu sosyal görünümdeki ayrıcalık düzenidir. Çok partili düzensizliğin bu utanç duvarları arasında, irili ufaklı bütün partiler demokrasi oyunu oynamaktadır.
Uğur Mumcu
0 - 0
"Ve onların "demokrat" yaftasını taşıdıkları bir yerde, ben demokrat olmak istemiyorum... Çünkü onlarla aynı sıfatı taşımaktan utanıyorum!"
0 - 0
Felsefi, Politik, Toplumsal.