Welcoem to posts!!
in the future - u will be able to do some more stuff here,,,!! like pat catgirl- i mean um yeah... for now u can only see others's posts :c
Bebeği gitti
Uzun uzun bakıştık önce
Aramızdaki sessizlik konuştu
Hiçbirdile tam olarak çevrilemeyen 1acının izahını yaptı bize
Sonra ben pencereden dışarı baktım, akıp giden hayata
Ve yatakta çakılı duran hayat,arkamda kaldı
Rahat soluk alabilmesi için gözlerimi uzaklara çevirdim
Evi düşündüm sonra
Derin daha küçük
Akşamları huysuzluk yapıyor, gündüz yanında değilim diye
Ayaklarım eve koşmak istiyor ama kalbim odada kalmak
Sonra sesi yükseldi
“Doyamadım.”
Doysaydı başka olurdu sanıyor
Doyulur mu hiç evlada
Acısı odayı kaplıyor, sıkışıyoruz
Sarılıyorum sonra,hıçkırıklarının sesi odayı dolduruyor
Ve hep aynı şeyi söylüyor
Doyamamış
Teselli edeceğini düşündüğüm tüm sözcükler yavan geliyor; daha gençsin evet ve zaman gerek
Ama tam da şu an, bunlardan acına ne!
Susuyorum
Sarılıyoruz
Odayı ufacık 1bedenin devasa yokluğu dolduruyor
🙏🏻🙏🏻
Doyulabilmiş 1evlat yok
Ama o bunu bilmiyor
Çünkü onu sesini bile duyamadığı evladına doyamamak vuruyor, berikini boyu kadar edip de doyamadığı
Herkesin evlat acısı, aynı yerden vuruyor
Derin ve tarifsiz, aynı yarayı yıllar yüz yerden deşiyor
Kimi diyor “1 damlaydı, unutursun.”,
kimi diyor “mürüvvetini gördün, şükür”.
Annelik, şükre düşman, en çok ona dost yine
Anneler, unutmuyor
Anne edene doyulmuyor
mezar taşına sarıldığın gün, en doyulmamış evlat seninki oluyor
🦋🦋
Hiç kimsenin hak etmediği 1şey varsa o budur
Bebekliği hiç geçmeyecek olanı toprağa koymak
Kiminin yaşı çok, kimininki az
Annenin 1yanı, kaderi affetmiyor
Zaman, yalnızca bu kederi hafifletmiyor
Belki alışmak
Ama mümkün olmuyor esasında barışmak
İçten içe sürüyor küslük
Evlat, mezarda öyle savunmasız, öyle küçük
Evlada doyulmuyor.
🙏🏻🙏🏻🙏🏻
Asla öğrenmek,tatmak,bilmek istemeyeceğiniz acılar hakkında zalim olmayın
Kimse hak etmez bir evladı kaybetmeyi
Ve hiç1günah dengi değildir, bir bebeği kefenleyip vedalaşmanın
Kimseye dilemeyin
Kınamayın ve tanrılaşmayın
Küçük günahlarınızın karşılığında ister miydiniz küçük1yeri incinsin bebeğinizin
Bilmek ister miydiniz kolundaki kırığın insani bir hatanız yüzünden olduğunu?
Belindeki ağrının yapmamanız gereken 1şeyin cezası olduğunu?
Ufacık 1sızısının sizden sebep olduğunu düşünmek istermiydiniz?
Devamı_>_>👇🏻
By @pei0923 👍
90 - 10
Canlar kliniğimizde gördüğümüz terapiler ve psikologlarımızla vaka tartışmalarımızın sonuçlarına göre hemen hemen tüm erkekler yaşamlarının bazı dönemlerinde porno izlemiş, birçoğu ise düzenli olarak izlemeye devam ediyor.
♦ Bilimsel araştırmalarım sonucunda elde edilen istatistiklere göre porno izlenme süresi günümüzde giderek artıyor; her iki kişiden biri düzenli olarak her ay en az bir kere porno izliyor. Bu çok büyük rakam.
O iki kişiden biri bizim takipçilerimiz değil tabii, bir arkadaşımız. Zaten ben bu bilgiyi size değil de başkalarına yazıyorum. İlginçtir ki porno izleyen erkekler ne aseksüeller ne de işlev bozuklukları var. Gerçekten çoğu normal ve cinsel hayatlarında tatminkar kişiler. Bir deney var sizinle paylaşmak istediğim, çiftleşme dönemindeki bir erkek fare, yine tamamı çiftleşme döneminde olan dişi farelerin bulunduğu geniş bir kafese konuyor. Erkek fare tüm dişilerle defalarca çiftleştikten sonra yorulmaya, daha fazlasını istememeye ve bu nedenle dişilere karşılık vermemeye başlıyor.
Bu kafese çiftleşme döneminde olan yeni bir dişi daha bırakılıyor. Yeni dişiyi gören erkek farenin tüm yorgunluğu ve isteksizliği bir anda gidiyor, sanki hiçbir şey olmamış yorgun değil gibi yeni dişiyle çiftleşmeye başlıyor ve tekrar yorulana ve isteksizleşene kadar da dişiyle münasebete devam ediyor.
♦ Erkek fare, her yeni dişi gelişte tekrar tekrar aynı davranışı sergiliyor ve ciddi anlamda tükenene kadar buna devam ediyor.
Canlarımdaha fazla dişiyle çiftleşip genleri yayma amacıyla içgüdüsel olarak desteklenerek evrimleşen bu etki sadece farelere özel değil, tüm memeli hayvanlarda ve dolayısıyla insanlarda da görülüyor. Üstelik sadece erkeklerde değil, kadınlarda da aynı etkilere rastlanıyor ki evrimsel nedenlerden ötürü kadınlarda daha az etkili olduğunu söyleyebilirim.
Porno neden izlenir ki?
Cinsel hayatları monoton giden erkekler porno izleyerek seks hayatlarına renk katabilir, izlerken büyük haz alabilir ki bu en az rastladığımız sebeplerden biridir.
Her porno izlendiğinde de farklı bir seks deneyimine veya kişiye tanık olunduğu için de o yorgunluk ve bitkinlik hissi yerini heyecana bırakıyor. Bu nedenle de yeteri kadar cinsellik yaşanmışsa bile yeni deneyim de yeni olduğu için reddedilemiyor ve hiçbir şey olmamış gibi tekrar tekrar porno izlenmeye devam ediliyor.
Aynı zamanda keyifli hissedilmesini sağlayan dopamin hormonu pornoya bağımlı hale gelinmesini sağlıyor. Çünkü beyin, porno izlediğinde oluşan o hissi bir daha yaşamak istiyor. Yeni görseller, deneyimler ve kişiler de dopaminin daha fazla algılanmasını sağlıyor.
Hayal dünyasını genişletmek ve sınırsız fanteziler üretebilmek için izleyen erkekler var. Burada izledikleri seksi fantezileri partnerleriyle uygulamaktan zevk duyuyor.
Porno izleyerek mastürbasyon yapan erkekler cinsel zevk alma yolunu bypass edip kolaylaştırmış ve verimli hale getirmiş oluyor. Sekse ihtiyaç duydukları her an çok fazla çaba ve enerji ve de para harcamadan amaca ulaşmış oluyorlar.
Bazı erkekler kadınları cinsel anlamda etkilemek ve farklı şeyler sunabilmek için porno izliyor. Yani bunu kendileri ve eşleri için bir cinsel eğitim olarak görüyor.
Reel hayatta sürekli yeni ve farklı kişilerle cinsellik yaşamak imkansıza yakın olduğu için beyin bu mekanizmayı tanıyamıyor, dolayısıyla da sürekli yeni deneyim arayışında bulunmuyor. Ama porno seyredenlerde her seferinde bir öncekinden farklı bir deneyim yaşayabildiği için normal koşullarda sahip olamayacağı bu durum ödül mekanizmalarını devreye sokuyor ve bünye giderek o hisse bağımlı hale geliyor.
Bir çoğunuz buna inanmayabilir ama pek çok erkek can sıkıntısından da porno izliyor. Kadınlar sıkıldıklarında dizi izlerken, pek çok erkek sıkıldığında porno izliyor.
♦ Düşünsenize günümüzde internet sayesinde atalarımızın tüm hayatları boyunca göremediği kadar yeni kişiyi sadece 10 dk içinde görülebiliyor.
Sonuçda gün geçtikçe daha fazlasının istenmesine, mevcut olan durumun yetersizmiş gibi hissedilmesine neden oluyor. Porno çok izlenmeye başlıyor, arz talep yoğunluğundan videoların içerik yoğunluğu artıyor, belki de aşırı fantezilere yöneliniyor ve giderek doyumsuz bir hale geliniyor. Hatta bu durum gerçek hayattaki deneyimlere bile yansıyor ve normal bir cinsellik bile daha önce sürekli görüldüğü için zevk vermiyor. Zamanla daha çok porno izlendikçe, üzerinizdeki etkilerini görmeniz de o derece zorlaşıyor; hatta fark etseniz bile umursamama evresine giriliyor. Çoğunuzdan aldığım feed back de bu maalesef. Bunun dışında tıpkı uyuşturucu ve alkol bağımlılığında olduğu gibi, bu durumdan kurtulsanız bile tekrar geri dönme olasılığınız her seferinde daha da yükseliyor.Yapılan Çalışmaların sonunda tespitim şudur ki Porno izlemenin erkeklerdeki olumsuz etkileri kadınlara göre daha fazla oluyor.
♦ Sadece psikolojik etkileri değil fizyolojik etkileri de bulunuyor. Örneğin sertleşme sorunu, geç boşalma, enerji düşüklüğü, gerçek seksten tatmin olamama gibi durumlarla karşılaşılabiliyor.
Çoğu kadın, pornoyu bir çeşit aldatma olarak görüyor. Onlara göre eşleri porno izlediğinde cinsel olarak başka bir "kadın" tarafından uyarılıyor ve onu imaj olarak görmüyor. Sonuç olarak porno seyrettiğini tespit eden kadının kafasında tezahür eden şey eşinin sapık olduğu hissi ya da kendini yetersiz hissetmek.
Yaptığım çalışmalarda 1950'lerde pornografi tozlu raflarda ya da kentin ücra köşelerinde üçü bir arada yetişkin sinemalarındayken, 1980’lerde, pornografi el altından gizlice video-kasetlerinde postayla temin ediliyordu. Ya da video mağazalarının arka odalarında izlenirdi. İnsanlar porno izlerken yakalanmaktan en azından utanırlardı. Pornografi, erkeklere evirilip çevrildiğinden bekarlar partisi, araba garajları, okul yatakhaneleriyle kabul edilebilirlik düzeyi arttı. Günümüzde ise popüler kültürle öylesine birleşti ki, maalesef artık utanç ya da yüz kızartısı hiç kalmadı hatta övünç kaynağı olarak sırtlananlar dahi bulunmktadır.
♦ Sonuç olarak cinsel hayatınızda bir yavaşlama yok, eşiniz sex olarak sizden uzaklaşmamış eskisi gibi beraberlik devam ediyorken eşinizin porno seyrettiğini yakaladıysanız bu sizin cinselliğinizin kesin kötü ya da eksik olması anlamına gelmiyor. Kendinizi sorgulamaktan vazgeçin canlarım. Sorgulanacaksa da porno seyreden sorgulanmalı...
38 - 5
Gebelik ve Corona Virüse Karşı Alınması Gereken Tedbirler videosu yayında izlemenizi öneririm canlar 💜🦋
35 - 1
#Repost @drgokcenerdogan with @make_repost
・・・
.
🙏🏻🙏🏻🙏🏻
Canlar
geçtiğimiz günlerde size ülke olarak sağlık sistemimizden yana şanslı olduğumuzu söylemiştim. ve bugün Sağlık Bakanlığı'mız, yayımladığı genelgeyle çok doğru bir adım attı; artık özel hastaneler ve vakıf hastaneleri de salgın hastanesi olarak kabul edildi. bu da demektir ki pilot olarak seçilen devlet hastaneleri dışında hastaneler de hazır ve olmayanlar da hazırlanacak. Türkiye'de yoğun bakım yatağı sayısı 40bin. ve bu çok ama çok önemli, kayda değer bir sayı. ayrıca akıllı kullanımla bu sayıyı artırmak da mümkün. buna ek olarak ameliyathanelerimizdeki anestezi bölümleri de yoğun bakım ünitesinin tüm donanımına sahip olduğundan onlar da ihtiyaç durumunda değerlendirilebilir. yurt dışı seyahatlerimde Avrupalı meslektaşlarım bu sayıları duyduklarında çok şaşırıyorlardı. kendimi çok şanslı hissettiğim ve gururlandığım zamanlardı bunlar. sanırım şu an hepimiz bu gururu ve mutluluğu hissediyoruz. dilerim asla ihtiyacımız olmaz ama olursa da imdadımıza yetişecek bir sağlık sistemimiz ve özverili, geniş bir sağlık personelimiz olduğunu bilmek, hafifletici. üstelik sistemimizin doğru işlemesi için, yetkililerimiz kriz anlarında vardiyaların düzenlenmesinden karantina katlarının ayrılmasına dek bir sürü ayrıntıyı da gözden sık sık ve titizlikle geçiriyorlar. n'olur müsterih olun, korunun, sakının ama yüksek moralli olun. ve meslektaşlarımı balkonlarınızdan alkışlayan elleriniz dert görmesin! inanın hak ediyorlar, gördüğünüz ve göremediğiniz her şey için...
87 - 4
Canlar
Bana gelen sorulardan anladığım kadarıyla Corona virüsün cinsel yolla bulaşıp bulaşmadığı, aile hayatınızın devam edip etmeyeceği çok merak ediliyor.
Açıklık getirmek için elbette Dünya Sağlık Örgütü'nü referans alıyorum, siz de daima öyle yapın.
Corona virüsün tipik bulaşma yolu cinsellik değil.
tipik bulaşma yollarından biri cinsel ilişki olan virüsleri de biliyoruz değil mi; AIDS, Ya da HPV.. konumuz bu değil ama bu bilgiyi de verelim.
Corona farklı bir tür ve tipik bulaşma yolu cinsellik değil ancak cinsel yolla bulaşmadığını gösteren bir bulgu da yok. dolayısıyla tedbir şart.
hatta bence sağlık durumunuzla ilgili bir endişeniz varsa sakınmak da iyi bir yol
..
❌❌ Cinsellik devam etmeli mi?
İngilterede Lancaster Üniversitesi Biyomedikal ve Yaşam Bilimleri Bölümü Viral Hastalıklarda uzman olan Dr.Viral Munir “Corona virüs'ün kendisinin cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmadığını ama beraberlik sırasında iki kişi arasında çok yakın temas olduğu için, virüs bulaşmış başka bir kişiden virüs bulaşma olasılığının neredeyse % 100 olduğunu söylemekte. Özellikle de öpüşmeden dolayı.
Yani Coronavirüs solunum damlacıkları yoluyla bulaştığı için, virus taşıyan birini öptüğünüzde yüksek risk altında olduğunuzu söyleyebiliriz.
..
Şikayetleri olan birini tespit etmek nispeten kolay olsa da, hiçbir belirti olmaksızın da taşıyıcı olmak mümkün.
Çünkü hepimiz öğrendik ki klinik belirtilerin başlaması beş ila altı gün sürebiliyor. karantina süresinin 14 gün olduğu düşünülürse bu süre, virüs taşımadığınızdan emin olmanız için doğru süre.
öyleyse şunu söylemeliyim; aynı evde olmanız, yakın temasla oturmanız ve karşılıklı konuşmanız bile virüsü birbirinize bulaştırmanız için yeterli.
dolayısıyla cinsel ilişkiye girmeniz de aynı biçimde riskli.
tercih sizin ama yerinizde olsam taşıyıcı olmadığımdan emin olur ve partnerimle öyle yakınlaşırım.
hele de belirtiler görüyorsanız mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurun, bu konu ihmale gelmez; sanırım bunu hepimiz anladık.
#corona #coronavirüs #coronavirusitalianews #coronavirus #coronavirusandsex
79 - 13
Canlar
GEBELİK ve KORONAVİRUS
❌
Her ne kadar ülkemizde tanı konmuş vaka olmasa da tüm dünyada salgın olan #Koronovirüs nedenli solunum yolu enfeksiyonu ile ilgili toplumun her kesiminde olduğu gibi enfeksiyona yakalanma veya bu enfeksiyonun gebeliklerine ve bebeklerine nasıl bir etkisi olacağı konusunda endişeler başladı
❌
Öncelikle #COVID-19 enfeksiyonunun gebelik ve fetus üzerine etkilerini tam olarak belirleyeceğimiz vaka sayısı çok az.Ama MERS ,SARS virüsleri ve influenza virüslerinin gebelik üzerine etkileri değerlendirildiğinde, bildirilen vakalarda gebelerde fizyolojik değişiklikler nedeniyle normal popülasyona göre daha şiddetli 1hastalık geçirilebileceği ancak fetusa (bebeğe) direkt olarak anneden geçemeyeceği değerlendirilmektedir. Ama çok yeni 1haberde ise İngiltere’de yeni doğan bir bebeğin annesi coronavirüs (+) iken, bebeğin de coronavirüs (+)çıkması,anne karnında mı yoksa doğumda mı bulaştığı sorularını cevapsiz bırakmıştır.
Bu #virüs özelinde olmayarak genel olarak özelikle birinci üç aylık dönemde geçirilen enfeksiyonların fetüs üzerinde düşük, fetal anomali ve erken doğum riskleri oluşturabilir.
❌
Dünya Sağlık Örgütü emziren anneden süt ile bulaşın olmayacağı dolaysıyla anne hasta olsa bile emzirmenin durdurulmaması gerektiği, hasta annenin emzirmeden önce ellerini yıkaması ve maske takmasının yeterli olacağı önerisi yapılmıştır.
❌
Gebelere ve emziren annelere COVID-19 ‘un bulaşmaması için önerim tıpkı grip ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşmasını önlemekte olduğu gibi: - El hijyenine çok dikkat edin (eller en az 20 saniye boyunca su ve sabun ile iyice yıkanmalı, su yoksa ve gözle görünür kirlenme yoksa alkol bazlı el dezenfektanı kullanılabilir.)
- Ellerinizi yıkamadan gözünüze, burnunuza, ağzınıza sürmeyin
- Öksürüp, hapşırırken burnunuzu mendil ya da kolunuzun içi ile kapayın
- Hastalık belirtileri (öksürük, hapşırık, nefes darlığı, vs) olan kişilerle maskesiz temastan kaçının
- Hastaysanız evden çıkmayın, çıkmak zorundaysanız cerrahi maske takın ve
- Sağlıklı beslenin
Gönlüm çalışan tüm gebelerin evde kalması...
Sağlık çalışanları da buna dahil...
🙏🏻
🦋🦋
55 - 1
bir tıp hekimi olmaya karar verdiğim gece sabaha kadar uyuyamadım.
sabah bir törenle yakama yıldızımı takacaklar, yeminimi ettirip insanlığın emrine vereceklermiş gibi.
biliyordum öyle olmayacağını.
bu iş, telefon kulübesine gözlükle girip pelerinle çıkmaya benzemiyordu.
başka türlü ve yıllar isteyen bir kahramanlık işiydi.
uykusuz kalacağımı biliyordum, dirseklerimin gerçek manada çürüyeceğini.
sevdiklerimi daha az göreceğimi mesela.
ya da o en merak ettiğim konserin gecesini yatakhanede loş ışıkta kalem oynatarak geçireceğimi.
her zaman verici biri olmuştum ama sanırım bu, tanımadığım insanlar için en körpe zamanında gençliğimin, kendimi bile isteye feda edişimdi.
ve hiç kaybım olmadı inanın.
ne verdiysem misliyle aldım.
dualar sırtıma kanat, yoluma ışık oldu. yaptıklarım, yapacaklarıma hep selam durdu. ne kadar şarkı, film kaçırdıysam bazı evlerde o kadar şenlik oldu.
siz geldiniz dünyaya.
kiminizin boyu şimdi beni geçti, kiminiz şimdi diş hediğinde doktorluğu seçti.
beni anlayamayacağınız bir sevdayla onurlandırdınız.
hoş geldiniz sizi amacım kılan dünyaya.
beni her gün yeniden var ettiniz daha anne karnında.
bazı kadınlar ağlayarak çaldı kapımı.
olmaz dedikleri olsun diye.
bazı kadınlar gülerek çaldı umudumuz kalpten kalbe geçsin diye.
ve beni kaleme, kağıda tutkun eden Allah'a şükür, hepsi iyi oldu.
ölümler de gördüm elbet, içim kanayana kadar ağladım tutmadan kendimi.
insan olduğumu unutmalarına yoktu müsadem.
ve kepimi mendil edip çok halaylar çektim soğuk kapılarında ameliyathanelerin.
hepsi içime derman oldu.
annem ve babam ne düşünür bilmem ama evlatlarımda biraz onlar olabilsem yeter.
siz ne düşünürsünüz bilmem ama sizde biraz siz olabilsem yeter. “
terimden hiç utanmadım ve emeğimi hiç sakınmadım.
bu da başı dik yürümeme yeter.
içime düşen bu aşkın her zerresine şükürler olsun!
emek emek ördüğümüz yaşamda tüm meslektaşlarımın, çalışma arkadaşlarımın bayramı bayram olsun, şiddetten uzak, kutlu ve mutlu olsun!
278 - 39
hepimiz zor bir süreçten geçiyoruz, kabul. ve çok iyi bilirim ki dünyada sağlıktan daha büyük nimet yok. ancak takip ettiğim kadarıyla en büyük sorunumuz bilgi kirliliği ve bencillik. evet maalesef böyle. öncelikle şu konuda müsterih olmanızı isterim; sağlık sistemimiz ve imkanlarımız, tüm kusurlarına rağmen Avrupa'nın ilerisinde. yoğun bakım ünitelerimiz nitelik ve nicelik olarak tatmin edici durumda. zira sağlık personelimiz de oldukça güçlü. üstelik Sağlık Bakanlığı'nın da Milli Eğitim Bakanlığı' nın da aldığı önlemler yerinde ve kayda değer. önlemler sizi korkutmasın, paniğe sevk etmesin. bunun yerine bireysel sorumluluk ve önlem almaya teşvik etsin. işte bencilliğimiz burada başlıyor. her ülkenin bir üretim kapasitesi vardır ve bu ihtiyaçları karşılamak üzere belirlenir. ihracat ve ithalatın da etkilendiği bu durumda kaynaklarımızı doğru tüketmeliyiz. yani ihtiyaçlarımız doğrultusunda bölüşmeliyiz. evlerinizi stoklarla doldurarak gerçekten anlık ihtiyaç sahibi olanların ihtiyaçlarına ulaşmasını engellemiş oluyorsunuz. bu bir paket makarna da olsa böyle, kolonya ya da maske olsa da. zaten sizin tek başınıza korunmanız bu tür salgınlarda yeterli olmaz, toplumsal olarak aksiyon almamız gerekli. evet sinirlerimiz biraz gergin ama bu herkesin birbirine saldırmasını da gerektirmez. sakin ve saygılı olmamız şart, her zaman olması gerektiği gibi. ayrıca unutmayın ki sizin kapasitesini zorladığınız tüketim ürünleri de sizin gibi hayatta kalmak isteyen insanların emeğinin ürünleri. kaynaklarımızı doğru kullanalım ve ne olur birbirimizi de düşünelim. bilgi kirliliği de büyük tehdit çünkü kaosu tetikliyor. yalnızca ilgili makamlardan gelen bilgilere itibar edin. ortada çok sayıda galeyana getirici bilgi ve görsel dolaşıyor ama siz bilimsel olanları rehber kabul edin. belki bir süre kalabalık ortamlardan uzak kalmamız, keyfi olarak dışarda bulunmamaya özen göstermemiz ve ten temasından kaçınmamız gerek. bu zamanı, evlerimizde çocuklarımızla kaliteli zaman geçirmeye ayıralım. eminim okunmamış kitaplarımız, izlenmemiş filmlerimiz, edilmemiş sohbetlerimiz vardır. uzmanlar alınması gereken önlemlerin başında hijyen kurallarına uymanın geldiğini zaten hep söylüyorlar, eminim
201 - 20
OMZUMDAKİ MELEK Mİ
Herkes bir diğerinin Münker-Nekir’i oldu. Kıramen bile sevabı günahı yalnızca yazıyorken üstelik. Biz bir model üstüyüz; Flash Tv canlandırması tadında bir cehennem fragmanı çekip ateşi ballandıra ballandıra anlatangiller. Oradan vurayımcılar varsa baştan söyleyeyim; inançlı bir insanım ve Allah’la arama kimseyi sokmam. Bundan mütevellit, hesap vereceğim şeyhim de hocam da yok ve ibadetim varsa da yoksa da bilmeniz gerekmez. Ama insanları korkunun kollarına atıp oradan bir inanca çekebileceğini düşünenlerin toplumda yarattığı bıkkınlığı pek çok insanla paylaşıyorum. İşte bundan bahsederim, sorsanız da sormasanız da.
Kadının ya da erkeğin ki maalesef çoğunlukla kadının, herhangi bir fotoğrafının altında, konu giysi, yeme-içme ya da sevgili olur hiç fark etmez, birileri pusuya yatıyor. Bugünlerde özgürlük mücadelesi vermek zorunda kalan Pınar (Pucca)’nın da adlandırdığı üzere “beddua tayfa” affetmiyor. “Allah belanı versin”le başlayıp “cehennemde cayır cayır yanacaksın, etlerin eriyecek, bir yudum su taşıyanın olmayacak” vs ile devam eden bir cehennem çığırtkanlığı meselesi. Arkadaşlarım, bununla kimseyi ikna edemezsiniz ve dahası dinimizi bir korku dini olarak yaşama ve yansıtma yanılgısındasınız. Dini söylev çekecek değilim, burada kesiyorum. Benim anlatmak istediğim şu; kendinizle ilgilenin, sevdiklerinizin iyiliğiyle ilgilenin. Dünya öyle karmaşık ki başkasının giydiği, sarıldığı, öptüğüne sıra gelene kadar sizi ilgilendiren milyon konu bulabilirsiniz. Başkalarının felaketi, sizi beslemesin. Bir insanlık suçu işlenmiyorsa; sırf sizinle aynı görüşte,aynı tarafta, aynı yargılarda değil diye insanları yaftalamayın, işaret etmeyin, zarar görmeleri için çaba sarf etmeyin. Onun düşeceğine inandığınız harlı ateş, içinizi ısıtmasın. Bu tuzağa düşmeyin. İnanın şeytan dürtüyor. Bu, inanan iyi insan işi değil.
Cinsel içerikli konularda konuşmam ve çalışmam nedeniyle elbette bu döne döne kendini yakan zihniyetten ben de payımı alıyorum. Ama umrumda mı? Asla değil. “Oku.” Unutma, oku. Unutmuyorum, okuyorum. Ve günahımla, sevabımla kendi hesabımı başımın gözümün üstüne koyuyorum.
Ayrıca unutmamalıyız ki bir insanla inanç bakımından da ayrı düşebiliriz ve insanlık ortak paydasında buluşmak gibi bir seçeneğimiz daima var. Ancak tanrıyı oynamadan iyi birer kul olabiliriz. Onun bunun sevabının günahının çetelesini tutmaktan duyduğunuz büyük hazda ısrarcıysanız da bir şey yapamam ama bilin ki cennete de cehenneme de her koyun kendi bacağıyla koşar. Siz kendi bacaklarınıza sahip çıkın yeter. Kafanızı, kalbinizi kinle, öfkeyle çalıştırmayın.
378 - 45