Views : 11,123,374
Genre: People & Blogs
Date of upload: Oct 9, 2020 ^^
Rating : 4.968 (1,047/130,538 LTDR)
RYD date created : 2022-04-09T20:27:24.425466Z
See in json
Top Comments of this video!! :3
‼‼‼[ SPOILER İÇERİR ]‼‼‼
Tolstoy kitabını yazmaya başlamadan önce yardımcısına:
-“Sakın ben sana diyene kadar kapıyı açma.
Eğer çok acil birşey olursa kapıyı çal “demiştir.
Yardımcısı ise bunu kabul etmiş ve yemek saatlerinde yemeğini kapısına koymuş.
Günler geçmiş Tolstoy yardımcısının getirdiği yemekleri yemiyormuş. Endişelenmeye başlayan yardımcısı kapıyı çalmış ama açan olmamış. Efendisinden korktuğu için kapıyı da açamıyormuş.
Yardımcısı başına birşey mi geldi acaba diye düşünüp akrabalarına haber vermiş.
Eve gelen akrabaları kapıyı açınca şaşırtıcı bir sahne ile karşılaşmışlar. Tolstoy yerde cenin pozisyonunda yatmış,ağlıyormuş.
Ne oldu diye sorduklarında:
“ANNA KARENİNA ÖLDÜ”demiştir.
Kitabı yazmakla ,kitabı yaşamak çok farklı iki eylemdir.
Tolstoy kitabı yazmakla kalmamış , olayları görmüşçesine ,gerçekmiş gibi yaşamıştır...
11K |
Buraya yorum yapmayı çok istedim. Şu sayılı çok romantik ilişkilerden birini yaşadım vaktinde.
Sürekli birlikteydik. Bazen annelerimiz kızardı sürekli bir aradasınız diye, izin vermezdi annem çıkmama. Filmlerdeki gibi camdan konuşurduk. Ben hep çalışkan, "hanım hanımcık" kızlardan oldum. Onun da hiçbir "bad boy"luğu yoktu ama hep eğlenmek isterdi. Çok kibar, çok eğlenceli, çok sadık biriydi. Hiç kimseyi yargılamaz, kötü söz etmezdi. Hep güler yüzlü hep sevecendi. Hiç boş konuşmaz, kimseye saygısızlık etmezdi. Herkes çok severdi kendisini, yakışıklıydı gerçekten. Hiç kimseye güvenmediğim kadar güvendim, gözüm kapalı canımı teslim ederdim. Hayallerimin aşkıydı anlayacağınız.
Bir gece ben, o ve iki arkadaşımızla birlikte dışarı çıkmıştık. Baya yağmurlu bir gündü, ben hiç içmemiştim ama biraz sarhoştu o. Diğer arkadaşlarımızla birlikte yürüdük evimin önüne kadar. Evin önünde sarhoş, boğuk sesiyle bu şarkıyı söyleyip dans etmişti benimle. O günden sonra bu şarkı ikimizin şarkısı olsun demiştik. Serçe parmaklarımıza da hep kırmızı kurdele takardık, biz bu kurdelelerle birbirimize bağlıyız derdik.
Sonra bazı insanlarla tanıştık, iftira attılar, bir sürü olay yaşandı. İlişkimiz ne kadar sapasağlam dursa da biz baya yıpranmıştık. Bir gece arkadaşlarımla dışarı çıkmıştım, eve gelince annem kavga mı ettiniz diye sordu bana. Hayır dedim, anlayamadım tabii. Üzgün üzgün beni sormuş, ben de evde olmayınca gitmiş. O gece içim içimi yedi. 5 gün gelmedi, aramadı, mesaj yazmadı, cevap vermedi, buluşmadı benimle. Evine gittim çıkmadı. 5 gün sonra geldi ve evimin önünde bana "Beni bekler misin?" diye sordu. Tartıştık tabii, niye böyle konuşuyorsun günlerdir ne yapıyorsun diye sinirlendim. En sonunda yine sordu bekler misin diye, beklerim dedim tabii ki. Hayatımda başka kimseyi böyle sevemem ki... Sonra da hiçbir sebep göstermeden ayrıldı benden, söz bir gün birlikte olacağız yine dedi. Ben seni şu kafamın içinde bile aldatmam, sen de beni bekle dedi. 3 sene geçti bunların üstünden. Artık nasıl güvendiysem bekledim ben de. Hiçbir erkeğe yakın olamadım da zaten. Söz verdim kendime buluşana dek bu şarkıyı asla dinlemeyeceğim diye. Çok üzüldüm, depresyona girdim, çok ağladım ama yine de darılamadım. Gerçekten aşık olunca böyle oluyormuş herhalde insana, bir de dalga geçerdim sevgililerle. Bugün dinliyorum bu şarkıyı çünkü 3 yılın ardından buluşuyoruz artık. Uykularım kaçıyor heyecandan, 3 yıl üzüntümden ağladım şimdi sevincimden ağlıyorum. Bu şarkının altına da paylaşmak istedim aşkımızı. Ama çok da korkuyorum. Şimdi böyle hissediyorum, ya onu gördüğümde eskisi gibi bakamazsam? Ya artık beni bekleme demek için buluşuyorsa benimle, ya beni gördüğünde eskisi gibi hissedemezse... İçim içimi yiyor.
3.9K |
Tolstoy kitabını yazmaya başlamadan önce yardımcısına:
-"Sakın ben sana diyene kadar kapıyı açma.
Eğer çok acil birşey olursa kapıyı çal "demiştir. Yardımcısı ise bunu kabul etmiş ve yemek saatlerinde yemeğini kapısına koymuş.
Günler geçmiş Tolstoy yardımcısının getirdiği
yemekleri yemiyormuş. Endişelenmeye başlayan
yardımcısı kapıyı çalmış ama açan olmamış. Efendisinden korktuğu için kapıyı da açamıyormuş.
Yardımcısı başına birşey mi geldi acaba diye düşünüp akrabalarına haber vermiş.
Eve gelen akrabaları kapıyı açınca şaşırtıcı bir sahne ile karşılaşmışlar. Tolstoy yerde cenin pozisyonunda
yatmış,ağlıyormuş. Ne oldu diye sorduklarında:
"ANNA KARENINA ÖLDÜ"demiştir.
Kitabı yazmakla ,kitabı yaşamak çok farklı iki eylemdir.
Tolstoy kitabı yazmakla kalmamış, olayları görmüşçesine gerçekmiş gibi yaşamıştır...
114 |
Arkadaşlar kitabı okumuş olarak söylüyorum:Vronski Anna'yı aldatmıyor. Filmde böyle gösterilmiş ama bunlar Anna'nın kendi kafasında kurduğu şeyler.Gerek sahipsiz olduğunu düşündüğü için, gerekse o dönemlerde erkeklere verilen haklar yüzünden Vronski'yi kısıtlayamayacağını bildiği için böyle hissetmesinin birçok sebebi var. Bu filmi derin şekilde anlamak için kitabı okumalısınız. Filmi kitabı okuduktan sonra izledim ve her şey bana çok hızlı geçilmiş gibi geldi. Bütün bu olaylar sayfalarca anlatılmış birçok ayrıntı atlanmış. 2 saatlik filme hepsi sığdırılamaz zaten. Vronski'nin Anna'yı düşünerek kendini vurduğu sahne bile yok filmde. Size tavsiyem kitabı okumanız.
1.5K |
@mabelvibes.
3 years ago
Herkese selam, artık kanalda bu şekilde farklı dillerde şarkı çevirileri paylaşıcam, siz de istek şarkılarınızı yazabilirsiniz :) Instagram: @mabel_vibes, @just.helinn Edit: Kanalın tam da 1.yıldönümünde 3 milyon olması... hepinize çok teşekkür ederim🖤
2.3K |