Modern çağın en büyük paradokslarından birini yaşıyoruz: Her zamankinden daha fazla bilgiye, teknolojiye ve imkana sahibiz, ancak bir o kadar da yalnız, mutsuz ve psikolojik bulantı içindeyiz. Peki, nedir bu psikolojik bulantının sebebi ve çözümü?
Dünyanın karşı karşıya olduğu üç büyük küresel tehlike var: Gelir eşitsizliği, iklim değişikliği ve yalnızlık. Bu yalnızlık, sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal ve varoluşsal bir yalnızlık.
Psikolojik bulantı ile psikiyatrik hastalıklar arasında önemli bir fark var. Psikolojik bulantı, fizyolojik bir hastalıktan ziyade, ruhumuzun, yani kişiliğimizin görünmeyen parçasının bir çığlığı. Tıpkı bir bilgisayarın yazılımı gibi, ruhumuz da bu dünyada anlam arayışı içinde.
Peki, tüm bunlara sahipken neden hala ahlaki bir çöküntü içindeyiz? Çocuklarımızı bu çöküntüden nasıl koruyabiliriz? Ahlaklı yaşamak mı, yoksa çıkarcı yaşamak mı? Tanrı veya ilah tasavvuru olmadan ahlak mümkün mü? Toplumsal ahlak din veya inanç olmadan gelişebilir mi?
Bu videomuzda, tüm bu sorulara cevap arıyor, psikolojik bulantının kökenlerine iniyor ve ahlaki çöküntüye karşı neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Gençler "Her şey normal" dese de, bu çöküntünün derin izlerini ve çıkış yollarını sorguluyoruz
Peki, madem bu kadar donanımlıyız, neden ahlaki bir çöküş yaşıyoruz? Neden gençler her şey yolundaymış gibi davranıyor? "Ahlak da neymiş, çıkarıma bakarım!" diyenlerin sayısı neden bu kadar arttı?
Bu videomuzda, işte bu soruların peşine düşüyoruz.