@kadirmisirogluccc

1 month ago

KAYNAKLARI OKUYUN:
Avusturyalı milletvekili ve avukat Ewald Stadler masonluk hakkında 25.03.2007 tarihinde Wels şehrinde verdiği bir konferansta diyor ki: "Türkiye'deki Jön Türk Hareketi'nin sonuçta Osmanlı'nın çökmesine sebep olması kesinlikle ve kesinlike masonluğun etkisinin bir sonucudur. Üstelik bilmelisiniz ki Londra ve Paris'le birlikte dünya masonluğunun en önemli şehirlerinden birisi İstanbul'dur. İstanbul'da tâbiri câizse tüm Orta Doğu ve tüm Arap bölgesi için masonluğun merkezi kurulmuştur. Kemal Atatürk, eski adıyla Kemal Paşa kendisi de masondu! Ayrıca anne (Zübeyde Hanım) tarafının çok ilginç bir kökeni var. Bunu sizlere bu fırsatta ilâve etmek isterim. Bunun şimdi doğrudan masonlukla bir alâkası yok; ama Jön Türk Hareketi denilen sadece masonların değil, dönme âilelerin de hâkimiyeti altındaydı. Dönme âileler, padişahların hâkimiyeti altında Yahudi inançlarından vazgeçmeye zorlanmış âilelerdir; ancak gerçekte dışarıdan câmi olarak tanınabilen sözde câmilerinin içinde İbrânî-Mûsevî kültünü sürdürmelerine müsâade verilmiştir. Ve bu dönme âileler özellikle Selanik bölgesinde, yani Balkanlar'da çok yoğun olan bu âilelerin masonluk üzerinden inanılmaz etkileri oldu 20. yüzyılın başındaki Jön Türk Devrimi'nden sonra Türk siyâsetine. Ve Türk laikliğinin tamamı gerçekte masonların bu etkisine dayanmaktadır!"

Mustafa Kemal koşer baklayı çıkarıyor:
'Biz kendi kendimizi kurtardık. SELANİKLİLERE ihtiyacımız yok. Hem SELANİK'ten çıksa çıksa YAHUDİ çıkar!' diyordum. O sırada merdivenleri yavaş yavaş inen Atatürk'ü görmemiştik. Konuşmalarımıza istemeyerek kulak misafiri olmuş ki o akşam sofrada bir SELANİKLİ olan Nuri Conker'e damdan düşer gibi sordu: "Nuri Bey, SELANİK'ten ne çıkar?" Nuri Conker, Atatürk'ün nazını çektiği, kaprislerine katlandığı eski bir çocukluk arkadaşı olduğu için aklına eseni söylemekten çekinmeyen biriydi. "Bol YAHUDİ çıkar, paşam!" demesin mi?! Bunun üzerine Atatürk, yüzünde alaylı bir gülümsemeyle daha önce kulağına çalınmış dedikoduların tümüne karşılık verdi: "Benim için bazı kimseler, SELANİK'te doğduğumdan, YAHUDİ olduğumu söylemek istiyorlar. Şunu unutmamak lâzımdır ki Napoleon da Korsikalı bir İTALYAN'dı; ama FRANSIZ olarak öldü ve tarihe FRANSIZ olarak geçti. İnsanların içinde bulundukları cemiyete çalışmaları lâzımdır!" (Cemal Granda, Atatürk'ün Uşağı İdim, İstanbul, Hürriyet Yayınları, 1973, Sayfa 205-206)

"Ahlaksız bir Arap'ın dînî görüşlerinden oluşan İSLAM artık ölmüştür." (Harold Courtenay Armstrong, İngiliz yüzbaşı ve yazar, Grey Wolf, 1934, Sayfa 241, Mustafa Kemal'in sağlığında yayımlanan biyografisi, Türkçe baskısı "Bozkurt" sansürlenmiştir) Ayrıca Mustafa Kemal, H.C.Armstrong'un yazdığı Grey Wolf isimli kitap hakkında şunu diyor: "Bu kitabın yurda sokulmasını yasaklamakla hükûmet hatâya düşmüştür. Bu zât bizim yaşadığımız safahâtı eksik bile yazmış. Bu eksikliği ben tamamlayayım da kitaba eklensin, memleket de kitabı okusun." (Cemal Granda, Atatürk'ün Uşağı İdim, Hürriyet Yayınları, 1973, Sayfa 67)

1920 yılında Morning Post Gazetesi'nde yayınlanmış bir makalede çok enteresan şeyler yazıyor: "Kesin olarak söyleyebiliriz ki Türk İhtilâli hemen hemen tümüyle bir Mason-Yahudi komplosudur! Gizli bir Jön Türk komitesi kurulmuştu ve bu hareketin tamamı Avrupa'daki Yahudi nüfûsunun en büyük yüzdesine sahip olan Selanik'ten yönetildi - 110.000 kişilik toplam nüfûstan 70.000 Yahudi bu gâye için özel olarak yeterlik kazandı. Ayrıca Selanik'te ihtilâlcilerin rahatsız edilmeden çalışabilecekleri pek çok mason locası da mevcuttu. Bu localar Avrupa diplomasisinin koruması altındaydı, Sultan onlara karşı savunmasızdı ve artık kendi çöküşünü engelleyemiyordu. Hattâ İttihat ve Terakkî Cemiyeti'nin, Selanik Yahudisi Emmanuele Carasso'nun (Karasu'nun) kurduğu Macedonia Risorta adlı mason locasında fiilen doğduğunu söyleyecek kadar ileri gidebiliriz!" (The Cause of World Unrest isimli makale koleksiyonu, Morning Post Gazetesi, Londra, 1920, Sayfa 125-126)

"Eski mason yöneticileri, Atatürk'ün mason olduğu ortaya çıktığı takdirde, bu sıfatının Atatürk'e zarar vereceğini düşündüklerinden, 'Ya Atatürk'ün mason olduğunun duyulması ona zarar verirse?! Ya da Atatürk düşmanlarının eline kötüye kullanabilecekleri yeni bir koz verilirse?!' kaygısıyla sessiz kalmayı yeğlemişlerdir!" (33 dereceli mason üstâd Tamer Ayan, Atatürk ve Masonluk, İstanbul, 2008, Sayfa 10)

Ayrıca Mustafa Kemal'in mason localarını kapatmadığını dönemin 33 dereceli mason İçişleri Bakanı Şükrü Kaya bildiriyor: "Türk Masonları, kendi ideallerinin hükûmetin esâs programına dâhil olduğunu görerek, kendi teşkîlâtlarını kendileri fesh etmişlerdir. Hükûmetin bu iş üzerinde hiçbir teşebbüsü ve alâkası yoktur!" (Ulus Gazetesi, 10 Kasım 1935)

Mason Üstâd Celil Layiktez'in 1972 yılında yayınlanan Başlangıçtan Bugüne Kadar Ritüelimizin İnkişâfı isimli kitabında eli göğüs-kalp-koyun hizâsında tutma ve göğüs-kalp-koyun hizâsında gömlek-ceket-manto gibi giyisilerin içine sokarak eli gizleme ritüeli "Üçüncü dereceye mahsus muhtıra" olarak geçmektedir. Yani en azından üçüncü (3.) dereceye yükselmiş masonların verdiği bir poz, tâbiri câizse masonluğa sâdık kaldıklarını belirten bir pozdur. (Başlangıçtan Bugüne Kadar Ritüelimizin İnkişâfı, Mimar Sinan Yayınları No:1, Yenilik Basımevi, İstanbul, 1972, Sayfa 11) Ayrıca bu iki pozun ne ma'nâya geldiğini dünyânın herhangi bir ülkesindeki mason locasına veya sinagoga gidip sorarak öğrenebilirsiniz. EK NOT: Peygamberimiz (sav)'in ismi zikredildiğinde müslüman Anadolu halkı salavat getirirken veya birbirlerine selâm verirken bir eli hürmeten kalp hizâsına koyarlar. Netîcede masonların da aynı bu şekilde duruşu var.

Vanja Elez'in sunduğu Teorija Zavjere programına (2015 veya 2016) katılan ve Sırp istihbârâtına yakınlığı ile bilinen araştırmacı-yazar Dejan Lučić, yalandan müslüman olan Sabatay Sevi isimli Yahudi cemâat liderine bağlı, dış görünüşte müslüman; ama gerçekte Yahudi-Kabbala inancına tâbi olan Dönmeler mevzusunu işliyor: "17'nci, 18'nci, 19'ncu, 20'nci, 21'nci yüzyılda 500 sene boyunca Türkiye gizli Dönme cemiyeti tarafından yönetiliyor! Sabatay Sevi adında bir adam, karizmatik bir Yahudi, yakışıklı, 2 metre boyunda, sihir-büyü ile tanıdık, iyi bir konuşmacı. Türkiye'yi dolaşıyor ve "Yahudi devleti kuracağım!" diye övünüyor. 50.000 takipçisi var ve çoğunluğu Selanik'te yaşıyordu. Müslüman oldu (yalandan); ama 50.000 takipçisi Sefarad Yahudileri de müslüman oldu (yalandan) ve 5 yıl içinde Türk devletinin mevcut her yerine sızdılar, tamamen kontrolü ele geçirdiler. Böylece Kemal Atatürk, Selanik'te doğmuş ve Bitola'da (Manastır, Kuzey Makedonya'da şehir) eğitim gören, muhtemelen sırpça da konuşan bilge bir adam, elbette bir mason! O zamandan bugüne kadar Türkiye, Yahudi Dönmeler tarafından yönetiliyor! Erdoğan Bey de gizli Dönme cemiyetinin üyesidir! Tıpkı eski dışişleri bakanı Abdullah Gül gibi!"

İtalyan mason üstâd Gioele Magaldi, 2014 baskılı Massoni - Società a responsabilità illimitata isimli 650 sayfalık kitabında, 2000 yılında kurulan ve George Bush'un da kurucu üyesi olduğu, 11 Eylül saldırısını planlayan ve İSİS (İŞİD) örgütünü çıkaran Hathor Pentalpha isimli mason locasına kayıtlı pek çok Amerikalı, Avrupalı, Orta Doğu'lu (Suudlu, İranlı, Yahudi) devlet adamlarının isimlerini sıralıyor ve kitabının 537'nci sayfasında Erdoğan'ın da bu mason locasına üye olduğunu yazıyor. Ayrıca Giole Magaldi kitabında adı geçen kişilerden herhangi birinin bu ifâdelere i'tirâz etmesi veya başına bir şey gelmesi durumunda belgeli kopyalarını dünyanın her yerindeki hukûk firmalarına emânet ettiğini yazıyor. (Gioele Magaldi, Massoni - Società a responsabilità illimitata, Masonlar - Sınırsız sorumluluğa sahip teşkîlât, la scoperta delle ur-lodges, ur-locaların keşfi, Yayınevi: Chiarelettere, Kasım 2014, (Sayfa 523, Sayfa 536-537)

Nutuk'ta Mustafa Kemal mason olduğunu ve masonluğun hedeflerinden birkaçını ifâde ediyor:
"Baylar, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşünüşte yükselip olgunlaşması, HRİSTİYANLIKTAN, MÜSLÜMANLIKTAN, BUDİZMDEN VAZGEÇEREK yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak bir duruma getirilmiş katkısız ve lekesiz bir DÜNYA DİNİNİN KURULMASI ve insanları şimdiye değin kavgalar, pislikler, kaba istek ve eğilimler arasında bir aşağılık yerde yaşadıklarını kabul ederek, bütün gövdeleri ve usları ağılayan kötülük etkenlerini ortadan kaldırmaya karar vermesi gibi koşulların gerçekleşmesini gerektiren BİRLEŞİK DÜNYA DEVLETİ (NEW WORLD ORDER) kurma düşünün tatlı bir düş olduğunu yadsıyacak değiliz!" (Açıklamalı Söylev Sözlüğü, Nutuk, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1987, Sayfa 521)

Binlerce kaynaktan birkaç misâl..

6 |