PokeVideoPlayer v23.9-app.js-020924_
0143ab93_videojs8_1563605_YT_2d24ba15 licensed under gpl3-or-later
Views : 64,753
Genre: People & Blogs
License: Standard YouTube License
Uploaded At Sep 4, 2023 ^^
warning: returnyoutubedislikes may not be accurate, this is just an estiment ehe :3
Rating : 4.907 (36/1,514 LTDR)
97.68% of the users lieked the video!!
2.32% of the users dislieked the video!!
User score: 96.52- Overwhelmingly Positive
RYD date created : 2024-11-23T19:00:24.900736Z
See in json
Top Comments of this video!! :3
Hocam yorumlarınıza bakıyorum hep mantık kullanıyorsunuz. yani mantık kullanarak yaklaşırsak her şeye her şeyi başka anlamlara çekebiliriz. Fakat bunun yerine kanıt getirerek delil getirerek insanları ikna etmeye çalışsanız çok daha iyi olurdu. Yani mantık yürütmek her zaman isabetli bir yöntem olmuyor maalesef.
Bakın şimdi sizin mealinizden ilgili ayeti aldım
34. Allah’ın onlardan (insanlardan) bir kısmını diğerlerine (farklı oldukları noktalarda) üstün kılması ve (bir de) mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler, kadınların koruyucusudur. (Onun için) iyi kadınlar, (Allah’a) itaatkâr; Allah’ın (kendilerini) korumasına karşılık gizliyi (namuslarını) koruyanlardır. Geçimsizliğinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince, onlara öğüt verin; onları yataklarda yalnız bırakın ve kendilerini (kısa süreli yanınızdan) uzaklaştırın! Size gönülden bağlanırlarsa artık onların aleyhine başka bir yol aramayın! Şüphesiz ki Allah yücedir, büyüktür.
Hocam şimdi çevrenize bir göz atıyorum ve aşağıdaki eksiklikleri buluyorum
Saliha kadınlar itaatkardırlar diyor ayet fakat siz burada bir açıp Allah'a itaatkar deyip kapatıyorsunuz. fakat burada Allah söz konusu değil ki hocam burada bir aile içinde Karıkoca hakları söz konusu Allahın anlatılmadığı bir ayet bu. Buradaki Saliha kadınlar itaatkardır cümlesinden kocalarına karşı itaatkardırlar sonucunu çıkarmak çok daha mantıklı olur ve siyak sibaka daha uygundur.
"Allah’ın (kendilerini) korumasına karşılık" bu benim ise tamamen yanlıştır. Allahın kendilerini korumasına karşılık diye bir anlam çıkmaz. aksine "Allahın kadınlara kocalarının hakkını hukukunu korumalarını emretmesi nedeniyle" şeklinde bir çeviri yapılması gerekirdi. Ve burada gizliliği namuslarını şeklinde çevirmişsiniz. burada hocam gizli kocanın olmadığı anda Allahın kocası adına korumasını emrettiği hukuktur. Bu namusu olabileceği gibi malı da olur ve kocasına ait olan her şey çoluk çocuğu da olur. Parasını ölçüe harcaması da olur.
Bu ayette bakın yüce Allah iyi bir kadın eşin nasıl olacağını tanımlamış:
Kocalarına itaatkar, bu itaatkarlığın nedeni de Cenabı Hakk'ın onlara kocalarının hukukunu yüklemiş olması, çünkü kocaları da onlar için harcaması nedeniyle onların her türlü ihtiyacını giderecek bir konumdadır.
Ayrıca şimdi sizin geçimsizlik diye tanımladığınız nüşuz kelimesi mütercim Asım Efendi'nin yazmış olduğu daha doğrusu tercüme etmiş olduğu okyanus adındaki sözcüğüne bakıyorum kelimenin tam karşılığı şu:
Hatun kocasına buğz ve adacvet Edip isyan ile muamele eylemek manasındadır, itaatinden güya nefsini Ref eylemiş olur.
Şimdi bakın hocam burada geçimsizlik değil yani yuvanın temeline dinamit koyma söz konusu. bir başkaldırıdan söz ediyoruz burada adeta bir darbeden söz ediyoruz sıradan bir geçimsizlik değil bu. fakat ayette tanımlanan koca da eşine karşı tüm hukukunu görevlerini yerine getiren bir erkek. Çünkü ayetin başında erkekler denmesinin nedenlerinden bir tanesi de budur. Allah eşine karşı görevlerini yerine getiren kocaya kocalar dememiş erkekler tanımlaması yapmış. Yani adam gibi adam anlamına geliyor. yani bir erkek düşünün bir koca düşünün ki eşine karşı ailesine karşı tüm görevlerini eksiksiz yerine getiriyor ama buna karşılık karısı yuvayı ekmeye çalışıyor, darbe yapmaya çalışıyor. İşte karşımızda böyle bir manzara var.
Peki o bölümün çevresi nasıl olmalıydı ailenizi yıkmasından endişe ettiğiniz kadınlara gelince. Şeklinde olmalıydı.
Çoluk var çocuk var kadınlar biraz da duygusal oldular bütün köprüleri bir anda atabilirler. bunu da göz önüne aldığımızda yüce Allah bir Müslüman erkeğin kocanın izleyeceği yolu burada tanımlamış: akın neymiş o yol:
Evet onlara öğüt verin çevreniz doğru,
Eğer bunun bir anlamı olmaz faydası olmaz bu işe yaramazsa ikinci olarak da onları yataklarında bırakın yani yalnız bırakın gidin başka bir odada odada yatın ya da başka bir yere gidin orada yatın, evet onları yataklarında yalnız biraktigimiz zaman zaten uzaklaştırmış oluyoruz aramıza mesafe koymuş oluyoruz, peki bu da bir işe yaramazsa yani onları kısa süreli yanımızdan uzaklaştırmak da bir işe yaramazsa üçüncü olarak yüce Allah bize şunu öğütlüyor. Bakın öğütlüyor diyorum buradaki emir öğüt anlamındadır. Farz olan bir emir değildir illa da bunu böyle yapacaksınız diye bir şey yoktur. Amerika'da idam cezası vardır ölüm cezası vardır hiç kimse bu ölüm cezasını tartışmaz, 10.01 şiddet olarak kabul etmez zaten başka birinin canına kast etmeyen bir insan düğüne bir cezadan niçin gocunacak?
Evet yücer abimizin bize öğütlediği üçüncü adım ise onlara vurun. Kocam bu ifadeyi onları kısa süreli yanınızdan uzaklaştırın diye çevirmiş. zaten yataklarında yalnız bıraktığınız zaman bu onları kısa süreli yanınızdan uzaklaştırma olmuyor mu sayın hocam. Yani aynı şeyi tekrarlamış oluyorsunuz. Hâlbuki yüce Allah farklı bir şeyden söz ediyor.
Bu şekilde çevirmenizin gerekçelerini dinledim okudum. Oradaki DRB kelimesinin uzaklaştırmak anlamına geldiğini söylüyorsunuz.
Bu kelime hiçbir takı almadan kullanılacak olduğunda bütün sözcükler fiziksel olarak vurmak anlamına geldiğinden söz eder. Kur'an-ı Kerim ' de bunun örnekleri var.
Araf Suresi 160:
Yüce Allah Hazreti Musa'ya diyor ki elindeki değnekle tasa vur. Tasa vurdugu zaman biliyorsunuz su fışkırıyor ve herkes kan akana su içiyor.
Şimdi bakın Hazreti Musa'nın elinde fiziksel olarak bir değnek var. Ve karşısında yine fiziksel olarak katı bir taş var.
Hazreti Musa burada elindeki değneği tasa dokundurarak suyun oradan fışkırmasını sağlıyor. Burada fiziksel bir temas söz konusu
Enfal Suresi 50:
Ahiret hayatında cehennemliklerin başına gelenlerden söz eden bir ayet inkar edenlere gelince melekler onların yüzlerine ve arkalarına vururlar.
Bakın burada da aynı anlamda kullanılmış bir kelime söz konusu.
Şuara Suresi 63. ayet:
Musa'ya elindeki değnekle denize vur dedik deniz ikiye yarıldı.
Bakın burada da bir deniz ve elimizde bir sopa ve fiziksel bir temas var
Muhammet Suresi 27. ayet
Yine kâfirlerin günahkarların yani suçluların öldüğünde meleklerin nasıl yüzlerine ve sırtlarına vurduğunda söz edilen ayet. Burada da aynı şekilde 100 sırt ve fiziksel bir vuruş söz konusu
Aynı şekilde sad Suresi 44. ayet
Eline bir demet sap al da onunla vur yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyübü sabırlı bulmuştuk ona iyi kuldu daima Allah'a yönelirdi.
Bakın burada Eyüp peygamberden söz ediliyor ve Eyyüb'ün yeminine sadık kalışı anlatılıyor. Demek ki Eyüp peygamber bir yemin etmiş vuracağına dair yani bir demet Supple diyorsa sapın içinde birden çok Çubuk olur. ki Eyüp peygamber 1.01'den fazla vurma sözü vermiş. Rivayetlerde bunun eşi olduğu söylenir. burada da yine aynı kelime kullanılır ve karşıda bir vücut ve elinde bir demetsap ve yine fiziksel bir temas söz konusu.
Ayrıca bu ayet Nisa Suresi 34. ayetinin de tefsiri mahiyetindedir.
Şimdi sayın hocam İslam'da şiddet var diyenlere ayetleri eğerek bükerek, kelimeleri çığırından çıkararak başka anlamlar yükleyerek Kur'an ı savunamayız.
Kuran ailenin temeline dinamit yerleştiren asi kadınlara karşı en son olarak kocasının vurmasını emreder. Peygamber efendimiz aleyhissalatu vesselam da bunun dozunu hadislerde açıklamıştır.
Buradaki vuruş şiddet anlamında bir vuruş değil, aklını başına al kendine gel şeklinde bir vuruştur. Bunun için peygamberimiz kaba yerleri tavsiye etmiştir.
Bir de bunun gerekçesi olarak peygamberimiz hayatında böyle bir şey yapmamıştır diyorlar ve diyorsunuz. Doğrudur. Zaten bu emir farz olan bir emir değildir. Sadece yüce Allah'ım bize bir öğüdü tavsiyesidir. Bu tür emirlere "emr-i tedib" denir ki aklını başına al kendine gel anlamına gelen bir eylemdir.
Aynı hatayı sat Suresi 44. ayette de yapmışsınız:
44. (Eyüp’e) “Eline bir demet sap al da onunla vur (yola çık); doğrudan sapma.” (demiştik). Şüphesiz ki Eyüp’ü sabırlı (bir kul) bulmuştuk; o, hep (Allah’a) yönelen ne güzel bir kuldu.
Burada demişsiniz ki Eyüp'e elinde bir demet sap alda onunla vur yani yolu açık hocam yol açık mı yoksa vurur mu bir karar ver artık. Yani sen de söylediğinden emin değilsin. Mesela orada yemininden uzaklaşma yeminine sahip çık anlamına gelen kelimeyi doğrudan sapma diye tercüme etmişsiniz. Hocam bu yaptığınız gerçekten vebaldir günahtır artık buna bir son verin. But'in otoritesi olan müfessirler bu kelimeyi nasıl anlamış ve aktarmışlarsa siz de aynı yol ve yöntemi takip edin. Çünkü bu Ümmet kötü dev birleşme hocam artık bunu kabul edin.
İslam'ı savunacağım Kur'an'ı savunacağım diyen Kur'an ' ı kuşa çevirdiniz bu yaklaşım hoş bir yaklaşım değil
2 |
Adam'ın hitabetinden,öyle anlaşılıyor'ki kur,an'da, dört'e kadar evlilikten ve kadın'ın bazı durumlarda dövülebileceğine izin veren ayet'den memnun olmadığı anlaşılıyor.
bu iki ayet,erkeklerin mutlaka yerine getirmesi gereken kesin emir gibi anlaşılmamalı.bu izin bazı olağanüstü durumlarda erkeklere verilmiş ruhsat'dır.dolayısıyla erkeklerin,bu ruhsatı kullanmama özgürlüğü de vardır.zaten Allah,evlilik'le ilgili ayet'de aralarında adaleti sağlıyamayacağınızdan dolayı,sizin için hayırlı olan tek eşlilik'dir diyor.
4 |
@aloha9573
1 year ago
Hoca doğru bir konuya değinmiş. Güya Kuran hiç değiştirilmedi diyoruz ama herkes kendi kafasına göre çekip çeviriyor.
72 |