Channel Avatar

Bilişim Hocası @UCLehYRpx5b7DQwaA1mi44AQ@youtube.com

3.5K subscribers - no pronouns :c

Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Öğretmeniyim. Kodlama, Wind


Welcoem to posts!!

in the future - u will be able to do some more stuff here,,,!! like pat catgirl- i mean um yeah... for now u can only see others's posts :c

Bilişim Hocası
Posted 6 months ago

Chat Gpt'nin oluşturduğu sorular. ( 5.Sınıf )

Aşağıdaki dosya uzantılarından hangisi bir metin belgesine aittir?

1 - 0

Bilişim Hocası
Posted 6 months ago

Eğer Harry Potter, "Sırlar Odası" filminde Tom Riddle (genç Voldemort) ile günlük aracılığıyla yazılı olarak konuşmaya devam etseydi, sohbet muhtemelen daha da derinleşirdi. İşte olası bir senaryo:

Harry: Neden Ginny’yi hedef aldın?

Tom Riddle: Çünkü onun üzerinden güç kazanabiliyorum. Onun zayıflıklarını kullanarak kendimi güçlendirdim. Ama seninle karşılaşmak, eski hatıraları canlandırıyor Harry. Seninle bağlantımın daha derin olduğunu biliyorsun, değil mi?

Harry: Bağlantımız mı? Ne demek istiyorsun?

Tom Riddle: Senin kanında benim mirasım var. O gün, seni öldüremediğim gün, bir parçam sana geçti. O yüzden birbirimizi hissedebiliyoruz, rüyalarımızda buluşuyoruz.

Harry: Senin gibi biriyle hiçbir bağlantım olamaz!

Tom Riddle: Gerçeklerden kaçamazsın Harry. Beni anlamak için, bu dünyayı anlamak için benim yolumu takip etmelisin. Benim güçlerimi anlamaya başladığında, onların seni nasıl çektiğini göreceksin.

Harry: Hiçbir zaman senin gibi olmayacağım!

Tom Riddle: Zaman gösterecek, Harry. Şimdilik sadece bu günlükteyim, ama bir gün... bir gün tam olarak geri döneceğim. Ve o gün geldiğinde, karşımda durabilecek kimse kalmayacak.

0 - 0

Bilişim Hocası
Posted 6 months ago

Linke Tıkla ve Teknolojinin Gelişimini Kendin Zaman Çizelgesinde Gör: contrib.pbslearningmedia.org/WGBH/conv20/ate10_int…

1 - 0

Bilişim Hocası
Posted 6 months ago

Yapay zekanın (YZ) gelişimi, bilim kurgu fikirlerinden gerçek dünyadaki uygulamalara kadar geniş bir zaman dilimini kapsar. İşte yapay zekanın tarihsel gelişimini özetleyen bir zaman çizelgesi:

1940'lar - 1950'ler: Temellerin Atılması
1943: Warren McCulloch ve Walter Pitts, "A Logical Calculus of the Ideas Immanent in Nervous Activity" adlı makalelerinde, insan beynindeki nöronları simüle edebilecek bir hesaplama modeli önerirler. Bu, yapay sinir ağlarının temelidir.
1950: Alan Turing, "Computing Machinery and Intelligence" adlı makalesinde "Turing Testi" kavramını tanıtarak bir makinenin "düşünebilir" olup olmadığını test etme yöntemini önerir.
1956: Dartmouth Konferansı: John McCarthy, Marvin Minsky, Nathaniel Rochester ve Claude Shannon tarafından düzenlenen bu konferans, yapay zekanın resmi olarak doğuşu olarak kabul edilir. John McCarthy bu konferansta "yapay zeka" terimini kullanır.

1960'lar: İlk Araştırmalar ve Algoritmalar

1961: İlk endüstriyel robot Unimate General Motors fabrikasında kullanılmaya başlandı.
1965: Joseph Weizenbaum tarafından geliştirilen ELIZA, doğal dil işleme alanındaki ilk programlardan biridir.
1966: Shakey the Robot, Stanford Araştırma Enstitüsü'nde (SRI) geliştirilir. Bu, otonom olarak kararlar alabilen ve görevler gerçekleştirebilen ilk mobil robottur.

1970'ler: Yavaşlama ve Eleştiriler

1972: MYCIN, uzman sistemler alanında bir öncü olarak, bakteriyel enfeksiyonları teşhis etmek ve tedavi önerileri sunmak için geliştirilir.
1973: Lighthill Raporu, İngiltere'de yapay zeka araştırmalarının fonlanmasını ciddi şekilde azaltır. Bu dönem, "Yapay Zeka Kışı" olarak bilinir.

1980'ler: Uzman Sistemler ve Yeniden Canlanma

1980: XCON (Digital Equipment Corporation), ticari olarak başarılı ilk uzman sistemlerden biri olarak tanıtılır.
1987-1993: İkinci "Yapay Zeka Kışı" yaşanır; bu dönemde yapay zeka araştırmalarına yönelik ilgi ve finansman yeniden düşüşe geçer.

1990'lar: Makine Öğrenmesi ve Büyük Veriler

1997: IBM'in Deep Blue adlı satranç bilgisayarı, dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov'u yener. Bu, yapay zekanın güçlü bir sembolü haline gelir.
1998: Furby gibi interaktif oyuncaklar, tüketici elektroniğinde yapay zekanın yaygınlaşmasının bir göstergesidir.

2000'ler: Veri ve Algoritmaların Buluşması

2005: DARPA Grand Challenge'da otonom araçların geliştirilmesine yönelik yarışmalar düzenlenir. Stanford Üniversitesi'nin aracı, 212 km'lik parkuru başarıyla tamamlar.
2006: Geoffrey Hinton, derin öğrenme (deep learning) kavramını popülerleştirir. Bu, makine öğreniminde devrim niteliğinde bir adım olarak kabul edilir.

2010'lar: Derin Öğrenme ve Yapay Zeka Patlaması

2011: IBM'in Watson süper bilgisayarı, "Jeopardy!" adlı bilgi yarışmasını kazanarak doğal dil işleme alanında büyük bir başarı elde eder.
2012: AlexNet, ImageNet yarışmasını kazanır ve derin öğrenme alanında çığır açan bir dönüm noktası olur.
2014: Elon Musk ve Stephen Hawking gibi önemli isimler, yapay zekanın potansiyel tehlikelerine karşı uyarılarda bulunur.
2016: Google DeepMind'in AlphaGo programı, dünya Go şampiyonu Lee Sedol'u yenerek büyük bir başarı elde eder.

2020'ler: Yapay Zeka Her Yerde

2020: GPT-3 gibi büyük dil modelleri, insan benzeri dil üretiminde büyük bir ilerleme kaydeder. Bu modeller, doğal dil işleme, müşteri hizmetleri ve içerik oluşturma gibi alanlarda kullanılmaya başlar.
2023: ChatGPT gibi daha gelişmiş dil modelleri tanıtılır ve yapay zekanın günlük hayatın bir parçası haline gelmesi hızlanır.

Bu zaman çizelgesi, yapay zekanın gelişimini genel hatlarıyla özetlemektedir. Her bir dönemin, teknolojinin evrimi üzerinde derin etkileri olmuştur ve gelecekte daha büyük gelişmelerin olacağı öngörülmektedir.

Link: isagurbuz002.blogspot.com/2024/08/yapay-zeka-zaman…

2 - 0

Bilişim Hocası
Posted 6 months ago

Gemini ve Chat Gpt'ye aynı soruyu sordum. Birisi trajedi derken diğeri görmezden geldi...

5 - 0

Bilişim Hocası
Posted 2 years ago

Deprem Bağışı İçin

6 - 0

Bilişim Hocası
Posted 2 years ago

9 - 0

Bilişim Hocası
Posted 2 years ago

Hindistan’da Bulunan 550 Milyon Yıllık Sansasyonel Fosilin Yalnızca Çürümüş Bir Arı Kovanı Olduğu Ortaya Çıktı !



Bilim insanları 2020 yılında Hindistan’da keşfedilen bir fosilin perde arkasını aralamayı başardı. 550 milyon yıllık sansasyonel fosil, aslında yalnızca hatalı bir kimlik tespiti vakasından ibaretti.



Güney Asya’nın köklü medeniyetlerinden Hindistan’ın Bhopal şehrinde bulunan Kaya Sığınakları mağara sahasında, 2020 senesinde bir fosil bulunmuştu. 550 milyon yıllık tarih biçilen bu kalıntının ilkel hayvan Dickinsonia tenuis’a ait olduğu öne sürülmüştü.



Yakın zamanda Gondwana Research dergisinde yer bulan bir araştırmada, bulguların yalnızca yakın zamanlarda çürümüş “dev bir arı kovanının izinden” ibaret olduğu kaydedildi. 2020 yılındaki tarihi keşif de aynı dergide yer bulmuştu.



İlk Bulgulara Göre Fosil Dünya Üstünde Yaşamış En Eski Hayvanı İşaret Ediyordu


Dünya üzerinde yaşamış en eski hayvanlardan biri olarak kabul edilen Dickinsonia’nın dünya henüz tek bir kıtayken Hindistan, Avustralya, Güney Amerika, Afrika ve Antarktika’da var olduğu ifade ediliyor. 2020’de yayınlanan makaledeki bilim insanları, Hindistan’da bulunan bu kalıntının daha önce Güney Avustralya’da yaşamış bir Dickinsonia tenuis’e benzediğini savunmuştu. Bu sebeple, süper kıta Gondvana’nın 550 milyon sene önce birleştiği ve Dickinsonia canlısının da benzer ılıman ve subtropikal enlemlerde yaşayabileceği iddia edilmişti.

Son araştırmanın arkasındaki Florida Üniversitesi’nden bilim insanları da dahil olmak üzere araştırmacılar, mağara sahasını Aralık 2022 tarihinde ziyaret ettiklerini ve Dickisonia’ya dair kanıtların eksik olduğunu gördüklerini kaydetti.

Yeni bulguları elde eden Joseph Meert, şu ifadeleri kullandı:

“550 milyon ya da bir milyar. Ne fark eder ki? Bunun birçok etkisi var. Bunlardan birisi o zamanki paleocoğrafyayla; kıtalara ne olduğu, kıtaların nerede olduğu ve kıtaların nasıl birleştikleriyle ilgili. Ve bu, yaşamın basit fosillerden çok daha karmaşık fosillere kadar büyük değişimlerden geçtiği bir dönemdi.”

Meert, 2020’deki keşfin bir fosil için oldukça sıra dışı olduğunu ve önemli ölçüde bozunduğunu aktardı ve, “Fosil kayayı soyuyordu,” diye ekledi. Bilim insanları üç yıl önce ortaya atılan iddianın aksine, bulgunun “günümüz dev bal arısı kovanlarının çürümüş parçalarına” benzediğini aktardı. Öte yandan fosil olduğu öne sürülen materyalin kayanın bir parçası olmadığını, bunun yerine kaya yüzeyinin üzerinde “balmumu benzeri bir malzeme izi olarak yapışmış” olduğunu da tespit ettiler.

Hatalı Tespit 3 Yıl Sonra Giderildi


Sözde fosilin bal peteği yapıları olduğu da ortaya çıkan diğer bulgulardan oldu. Çalışmanın neticesi ise şu sözlerle aktarıldı: “Daha yakından bakıldığında bu izin, ilk bakışta Dickinsonia’ya benzeyen kırık bir kaya yüzeyine yapışmış, günümüze ait bir arı kovanının çürümesinden kaynaklandığı görülüyor.”

İlk makaleyi kaleme alan ekip de son bulguları paylaşan bilim insanlarıyla hemfikir oldu. 2020 tarihli makalenin yazarlarından Gregory Retallack, yaptığı açıklamada, “Bilim insanlarının yeni kanıtlar elde edildiğinde hatalarını itiraf etmeleri nadir olsa da önemlidir,” dedi.

5 - 0